top of page

Çin Aşısında Saklı Gerçekler

Günlerdir süregelen aşı tartışmalarında hangi televizyon kanalını açsanız muhtelif kesimlerden muhtelif yorumlar geliyor.


“Siz olacak mısınız hocam aşı? Seyircilerimiz bunu öğrenmek istiyor.”


“Çin Aşısı mı Alman aşısı mı hocam? Siz hangisini olurdunuz?”


“Aşı olduktan sonra, maskeleri atabilecek miyiz hocam?”


Bu saçma sapan soruları uzatmak mümkün. Sinirlerimi daha da hoplatmamak için kısa kesiyorum.


“O olursa biz de olabiliriz demek ki” düsturuyla hareket eden, bu şekilde kendini rahatlatan ve ikna olan yurdumun insanı, en zor, işin içinden çıkılması güç problemleri çözme sürecinde eminim ki başarılı olamasa bile mutsuz olmayacak ve kafasını düşünmediği için hiç yormayacak. Ne mutlu!


İmreniyorum size!!!


Gelin bir de Meriç gözüyle bakalım duruma…


Konu aşının Çin ya da Alman ya da İngiliz ya da Faz3’e geçmiş herhangi bir aşı olması değil! Sanki Alman aşısı ya da diğerleri Faz4’te de, aralarında çocuk doktoru bile olan pek muhterem profesörlerimize hangi aşıyı seçerdiniz diye soruluyor.


Aşı denen meretin bağışıklık kattığı ancak bulaştırıcılığın önüne geçemediği gibi basit bir bilgiden bile yoksun olup, kimi önemli gazetelerin genel yayın yönetmenliği koltuğuna oturmuş insanların da arasında bulunduğu muhteremlerin maskeden kurtulacak mıyız diye sorarken, bir de umutlu bakış takınmaları tarifi zor hisler uyandırıyor bende.


Dedik ya sanki diğer aşılar Faz4’te, bir tek Çin aşısı Faz3te…Yurdum insanının diğerlerinden değil de Çin aşısından korkuyor, çekiniyor ya da bu aşıya karşı şüpheyle yaklaşıyor olmasının rasyonel gerekçesi nedir biri bana anlatsın lütfen.


Konu Çin aşısı değildir. Konu Faz4’te olmayan bir aşının kullanılacak olmasıdır. Ve hiçbiri Faz4’te değildir; müsterih olun😊


Faz4 nedir peki?


Ruhsat alma aşamasıdır.


Hayvanlar üzerinde yapılan Faz1'i geçen çalışma, küçük bir insan topluluğu üzerinde ve kısa süreli olarak sürdürülen Faz2’yi de tamamlarsa, sıra Faz3'tedir. Yani uzun süreli ve büyük sayıda insan topluluğu üzerindeki çalışma…


Bu size bir şey anlatmıyor mu?


Faz3, aşının uzun sürede görülebilecek bir yan etkisi ya da bizlere bir sürprizi var mı, ya da bu olumsuz etkiyi (varsa tabii) hangi spesifik insan kesiminde (yaşlı, genç, çocuk, kalp, şeker, tansiyon hastası, vs) gösteriyor; bunları tespit etmek için…

İşte en az 6 ay ve nihayetinde 1 yıl boyunca milyonlarca insan üzerinde bu verilerin toplanması gerekiyor ki ruhsat başvurusu yapılabilsin.


Kısa sürede takip ettik, 100 kişide denedik, hiçbir yan etki görmedik, 97si antikor geliştirdi…Yani? % 97 etkinliğinde bir aşımız var. Öyle mi?


FDA diyor ki bunu öyle kolay diyemezsin. İnsan sayısını arttır, denek kitleni çeşitlendir, kategorize et, veri ve analizini bana ondan sonra gönder. Ruhsat değerlendirmen ancak o zaman yapılır.


Gelelim Çin aşısını bizden başka sipariş eden 2 ülkeye; Brezilya ve Endonezya…

Deniyor ki Brezilya yan etkilerinden ötürü iptal etmiş aşı siparişini…


Endonezya ise % 97 güvenilir olduğunu açıkladı aşının. Buyur buradan yak. Aşılanan birkaç yüz kişinin %97sinde antikor oluşumu gözlendi diye güvenirliği yüzde 97 oluverdi.

Brezilya’da seçilen bir kaç yüz kişi, aşının yan etki oluşturmaya eğilimli olduğu insan kategorilerinden oluşma bir toplulukmuş demek ki. Hay Allah! Şeytanın işi yok, Çin aşısı ile uğraşıyor. Başka bir 100 kişi seçse Brezilya, bu sefer %80 oranında antikor oluşturma sonucu bulabilirdi halbuki. Bir diğerinde %95… Denek sayısı ne kadar az olursa, yinelenen her tekrarda bulduğun sonuçlar o kadar farklı olacak demektir.


Yani Endonezya’nın %97sinin hiçbir anlamı yokken, Brezilya’nın yan etkileri var bildirimi son derece anlamlı. Bir kere %97 bulmak yetmez; yetmesi için yukarıda anlattığım şekilde çeşitlilik ve büyük ölçekte veri havuzuna ihtiyaç var. Yani Faz3’e…


Ama bir kere yan etki bulmak yeter.


(Bu muhakemenin detaylandırılmış analizi için kitabım Şuursuz’a başvurabilirsiniz.)


Denen o ki, memleketime Faz3 çalışması için gelen bir miktar aşı var. Miktar belli değil ama binler mertebesinde…

Kimi ilk dozu olmuş, 14 gün sonra yapılacak 2.dozu bekliyormuş. Dolaşan bilgi bu... Kimi ise 2.dozu bile olmuş. Bunlar Faz3 için deneklerimiz ve medarı iftiharlarımız o zaman. Sağ olsunlar…

Peki soruyorum; Faz3’te üzerinde değerlendirme yapılacak topluluk için bu binler mertebesindeki sayı yeterli mi?

Ya gözetim ve gözlem süresi ne olacak bu çalışmada; onu bilen var mı?


Faz3 çalışması denekleri 2 hafta, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 1 yıl gibi periyotlarda gözleniyor ve ancak bu şekilde toplanan verilerle ruhsat başvuruları değerlendiriliyor. Hal bu iken, bu ilk gelen binler mertebesinde olduğu söylenen aşının fedakar ve cesur deneklerinin, 1 yıl olmasa bile 6 ay boyunca değerlendirmesini yaptıktan sonra mı yurdum insanı aşılacak?


Elbette hayır. Milyonlarca aşı yolda olduğuna göre beklemeden yapılacak.


İşin özü şudur: İster Çin aşısı olsun ister Alman, tümü şu an acil kullanım izniyle kullanılıyor.

Acil kullanım izninde devletler ilacın ya da aşının ruhsatlı olmadığını bilerek, olası olumsuz sonuçlarını da kabul ederek ve üreticiyi bundan asla sorumlu tutamayacağını bilerek aşıyı alıyor… Neden alıyorsun diyemem? Çünkü almasalar neden almadınız derim😊


Ama belli ki tüm alternatif aşılar arasından Çin aşısının ruhsatlandırma işlemleri için Faz3 denekleri olma yönünde tercih kullanmışız. Konuyu değerlendirirken görüyorum ki herkes yanlış yolda.

Tüm dünya muhtelif aşılar için Faz3 deneği namzetidir. Bunu bir idrak edelim lütfen.


Bir devlet, böylesi sıra dışı bir durumda (corona illeti başımızdayken) yurttaşlarına denek olma imkanını yaratmakla mükellef… Yapılmaması gereken, yurttaşını zorunlu denek yapmak yani denek olmaya zorlamak!

O imkanı benim memleketim Çin’den yana tercih kullanarak yaratıyor, diğerleri başka ülkelerin aşılarını getirterek….


Çin aşısına takmak, sana takılacağını düşündüğün çiple o güzel kafanı meşgul etmek yerine bunları idrak et be yurdum insanı! Ha denek olmaya zorlanırsın, işte o zaman işin rengi değişir!




186 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page